mike flanagan dosyası
Toplaşın, "The Life of Chuck" filmiyle aklımızı almadan önce Mike Flanagan dizileri övüyoruz
“Korku” denince aklımıza James Wan ya da Jordan Peele gelirken, Mike Flanagan’ı yeterince övmüyoruz gibime geliyor, bu yüzden izninizle bugün hunharca, durmak, susmak bilmeden Mike Flanagan övmek istiyorum.
Öncelikle şunu itiraf etmem gerekir ki, ben korku türünü sevmem bile. Zamanında korku filmi izlememek için kendini tuvalete kilitleyen birisiyim. Korku filmlerinden nefret ederim. Tabii, iyi bir hikayeleri yoksa. Mike Flanagan hakkında en sevdiğim şey de bu olabilir, bize her zaman korkudan fazlasını sunuyor.
Şu güne kadar izlediğim en korkunç işlere imza attı diyebilir miyim? Hayır. Ama en kalitelileri olduğunu gönül rahatlığıyla itiraf edebilirim.
Flanagan’ın özellikle Netflix için çektiği içerikler yalnızca birer korku dizisi değil; insan ruhunun derinliklerine yapılmış sinematik yolculuklar. Karakter odaklı anlatımı ve yavaş ama etkili gerilimi sayesinde, belki de haddimi aşarak dijital çağın en özgün hikaye anlatıcısı olduğunu da ekleyebilirim izninizle.
Tim Burton gibi aynı oyuncularla çalışmayı seven Flanagan’ın dizilerinde neredeyse hep aynı isimleri görüyoruz: Carla Gugino, Kate Siegel, Henry Thomas, Rahul Kohli… Her dizide aynı yüzlerle karşılaşmak biraz akıl karıştırıcı olup bizi “Flanagan Multiverse” gibi paranoyak komplo teorilerine itse de, her dizisi tamamen özgün içerikler.
İnsanları terörize etmekle eğlendirmek arasındaki ince çizgide dengesini bir cambaz edasıyla koruyabilip, kalitenin doğru adresi haline gelen Flanagan, hem eleştirmenlerin hem de izleyicilerin gönlünü kazanırken, aynı zamanda korkuyu sadece “korkutmak” olarak değil; yas, travma, inanç ve aile gibi temaları işleyerek derinleştiriyor.
“Tamam Beril ben ikna oldum” diyorsanız; en sevdiğim Mike Flanagan dizilerini sıraladım:
1. The Haunting of Hill House (2018): Travmanın Hayaletleri
Crain ailesinin geçmişte yaşadığı lanetli evdeki deneyimlerini ve bunun yıllar sonraki etkilerini paralel bir montajla anlatan dizi, Flanagan’ın şüphesiz en harika başyapıtı. Shirley Jackson’ın aynı isimli romanından esinlenen The Haunting of Hill House, yalnızca bir perili ev anlatısı değil; aynı zamanda çocukluk travmalarının ve aile bağlarının yıkıcı etkilerine dair derin bir psikolojik inceleme.
Realist bir yazar, inkarla başa çıkan bir cenaze evi işletmecisi, kendini duygusal olarak izole etmiş bir psikolog, bağımlılıkla mücadele eden bir ikiz kardeş ve hayaletlerin musallat olmayı en sevdiği küçük kardeş…
Dizinin insanı ters köşe yapan ve zamanda yolculuk eden kurgusu ile sakin, ama bir o kadar da tüyleri diken diken eden atmosferiyle Flanagan’ı bundan böyle “korku üstadı” olarak ansak hiç de abartmış olmayız.
Bu kısmı öve öve bitiremeyeceğim ama, özellikle ailenin dağılma anını bir fırtına metaforu üstünden anlatan dizinin 6. bölümü (Two Storms) bile tek plan sekansıyla başlı başına bir teknik şaheser sayılabilir.
Kadrajına sağlık diyerek devam ediyoruz…
2. The Haunting of Bly Manor (2020): Aşk, Yas ve Gotik Romantizm
Hill House’un başarısının ardından Bly Manor, bazılarına göre Hill House’un yanına bile yaklaşamasa da bence aksine kendi başına yine apayrı bir başyapıt. Flanagan bu sefer Henry James’in The Turn of the Screw romanını diziye uyarlıyor ve yine bir “ev” temalı başlık atarak insanların aklını karıştırmaktan hınzırca bir zevk alıyor belli ki…
Hill House ile ister istemez karşılaştırmamız gerekirse, Bly Manor, korkudan çok hüzünle örülü bir dizi. Ama tabii ki bu demek değildir ki Mike Flanagan size yepyeni travmalar katmayacak. Flanagan’ın türler arasında rahatlıkla dolaşabilen anlatı becerisiyle bize gövde gösterisi yapmak istediği dizinin kilit sorusu; “Ölüm, sevgilileri ayırır mı?” Çok yaşa gotik romantizmi…
Perili evini eksik etmeden bütçeyi makul tutarak tek lokasyona indirgemek isteyen iyi niyetli yönetmenimiz bu sefer Dani adında, geçmişindeki travmatik bir olaydan kaçıp Bly Manor’da mürebbiye olarak çalışmaya başlayan bir kadına odaklanıyor. Evde iki yetim çocuk olan Flora ve Miles, garip bir geçmişe ve hayaletlere sahip olsalar da bahsi geçen hayaletler yalnızca korkutmaz; çoğu zaman kayıp kimliklerin simgesi olarak karşımıza çıkar.
“Hayalet olmak ne demek?”
Unutulmak.
Zamanla kimliğini, adını, amacını yitiren ruhlar…
3. The Fall of the House of Usher (2023): Edgar Allan Poe’ya Modern Bir Saygı Duruşu
Eğer gerçek bir korku edebiyatı hayranıysanız yolunuzun Edgar Allan Poe ile kesişmemiş olması imkansız. Zamanında birçok kez beyaz perdeye uyarlanma girişiminde bulunulsa da şu güne kadar kimse kalkıp da Poe külliyatını tek bir çatı altında toplayan bir dizi senaryosu yazmaya cesaret edememişti. Muhtemelen başka birisi kalkışsa işin altından kalkamazdı da.
Eğer siz de benim gibi Poe’yu yalayıp yuttuysanız, yalnızca tek bir kısa öyküye odaklanıyor gibi gözükse de dizinin her bölümünün aslında farklı bir Poe hikayesinin izini taşıdığını görüp, zevkten dört köşe olabilirsiniz. Flanagan’ın gotik anlatıya olan sevgisinin zirve noktası olabilir bu dizi. Servet, yozlaşma, ölüm ve intikam ekseninde şekillenen hikaye, aynı zamanda kapitalizm eleştirisi ve tabii ki artık Flanagan’ın klasikleşen temalarından, aile dramı olarak da okunabilir.
Çağdaş bir “suç ailesi” hikayesi çatısında birleştirilen Poe hikayeleri, Roderick Usher ve onun yozlaşmış ailesinin birer birer ölümle yüzleşmesini anlatıyor. Daha önce bahsettiğim gibi, her bölümde (ve tabii ki her ölümde) Poe’nun klasik hikayelerinden birine gönderme yapılıyor (The Raven, The Tell-Tale Heart, The Black Cat ve daha niceleri)
Neredeyse birer cezalandırıcı unsur haline gelen korku ögeleri, zamanı geldiğinde geçmiş günahlarımızın bir şekilde yolunu bulup ümüğümüzü sıkacağını da göstererek bizi daha tövbekar ve iyi insanlar yapmaya itiyor….
4. Midnight Mass (2021): Din, İnanç ve Dehşet
Küçük bir adada geçen Midnight Mass, bir rahibin gelişiyle beraber yaşanan mucizeler ve açığa çıkan karanlık sırları anlatıyor.
Yerli cin yapımlarımızın aksine din ile korkuyu başarılı bir şekilde harmanlama girişimi başta iyi bir fikir gibi gözükse de dizinin ilerleyen bölümlerinde ortaya çıkan tanıdık bir öcü biraz hayal kırıklığı yaratmıyor değil.
Korkudan çok, teolojik ve felsefi diyaloglara yönelmeye çalışarak karakterleri sık sık Tanrı, ölüm sonrası yaşam, inanç ve ahlak üzerine uzun konuşmalar yapmaya iten Flanagan başta Papa’dan fon mu aldı acaba dedirtse de giderek absürtleşen olay örgüsüyle muhtemelen kiliseden afaroz edildi. Uzun diyalogları bazı izleyiciler için yoğun gelebilir, yalan yok. Şahsen İncil ile bu kadar haşır neşir olmayan biri olarak bazı noktaları takip etmekte zorlandım. Buna rağmen bazı kafa açıcı ama nokta atışı cümleleriyle de bizi düşüncelerimizle başbaşa bırakıyor-
“Ölüm yalnızca bedenin sınırlarını kaybetmesidir.”
5. The Midnight Club (2022): Gençliğin Ölümle Yüzleşmesi
Christopher Pike’ın young adult romanlarından uyarlanan The Midnight Club, Flanagan’ın belki de şu güne kadar en başarısız bulduğum işi olabilir maalesef ki. Her gün ölümle savaşan gençlerin, hayatlarından bir nebze uzaklaşıp kafa dağıtmak adına her gece birbirlerine hikaye anlattıkları gizli bir kulübü konu alan dizi, tematik olarak çok hoşuma gitse de ikinci sezonunun iptal edilmesiyle beraber birçok soruyu yanıtsız bırakarak çok üzücü bir finalle bizi yüz üstü bırakıyor.
Diğer dizilerine kıyasla korkunun bir hayli geri planda kaldığı bu yapım, Flanagan’ın odağını gençlere yöneltmeye çalıştığını gösterse de belli ki bu yeni ton ve tarzı, izleyiciyle aynı frekansta buluşamıyor.
Benim gibi “nasıl olsa Mike Flanagan dizisi, ne kadar kötü olabilir ki?” diyorsanız, bir daha düşünün. Öncelikle, inanılmaz üzücü bir konusu var. Ve hayır, bahsettiğim Hill House ya da Bly Manor’daki gibi bir burukluk değil. Ölümü kabullenme ve gerçeklerle yüzleşmenin getirdiği tokat etkisi iliklerimize kadar işliyor. Son iki bölümde yumruklarınızı sıkmaktan elleriniz kangren oluyor, gözleriniz yaşlı bir şekilde “Neden, neden?!?!?” diye haykırıyorsunuz. Ama sorunuz yanıtlanmıyor. Neden bu diziyi çektiğini, neden bu şekilde bitirdiğini, neden bizi kahrettiğini asla açıklamıyor Mike Flanagan.
Olsun, canı sağolsun. Gerekirse açar baştan The Fall of the House of Usher izleriz.








