Ruhsal Exorcism: 10 Adımda Hayatınızdan Toksik İnsanları Çıkarma Ayini
Aşk denen o arsız veledin hazır olduğumda beni bulacağını biliyorum fakat şu an yazma zamanı -Beck Dorey-Stein
Kız neşesi, yaz neşesi, garsonun masaya takdim ettiği 3. aperol spritz neşesi…
Hiçbiri yaşadığım öforik sevincin yanından geçemez.
Ohh be dünya varmış, verilmiş sadakam varmış
Bu cümleyi hakkıyla kurdum geçenlerde, çok içimden geldi, herkese haykırmak istedim.
Duraktaki taksici amcanın boynuna atlayıp, banka tüneyip telefonda hunharca eltisine giydiren teyzenin yanağına bir öpücük kondurup OH BE TEYZEM DÜNYA VARMIŞ diyesim geldi.
Neden Tom Cruise’dan yeni boşanmış Nicole Kidman gibi sokaklarda sekerek yürüyorum diye soracak olursanız…
Hafifledim.
Ama kilo vermeden.
Hala verilecek birkaç kilom olabilir ama ruhen, zihnen üstümden yük kalktı.
Göğsümün üstünde aylardır kira vermeden ikamet eden fili hortumundan tutup yallah Zimbabve’ye geri fırlattım (nazikçe)
Ne abarttın be beril, ne dramatize ettin diyeceksiniz…
Ederim, bal gibi de ederim, siz hiç hayatınızdan toksik birini çıkardınız mı?
Bildiniz mi o hissi?
Karanlıktan aydınlığa attığınız o ilk adımı hatırladınız mı?
Arkadaş, dost, akraba, patron, sevgili, flört…
Yaratıcılıkta sınır tanımayan şeytan farklı suretlerde karşımıza çıkabiliyor.
Hikayeler bizi kötü kalpli kurda karşı uyarır ama onun yakışıklı prens kılığında hayatımıza sızabileceğinden bahsetmez.
Bu yüzden daha fazla Shrek 2 izlemeliyiz belki de.
Toks*k bireyler söz konusu olduğunda, her şeyden önce onları hayatınızdan çıkarmaktan daha zorlu bir göreviniz vardır; karşınızdakinin toks*k birey olduğunu tespit etmek ve bunu kabullenmek.
Süreci biraz olsun kolaylaştırmak adına sizin için küçük bir checklist hazırladım:
Tebrikler nur topu gibi andropozlu bir bebeğiniz oldu.
Buraya kadar bir şekilde okumaya devam eden erkek okuyucularımın göz devirdiğini görür gibiyim, o yüzden şunu netleştirelim:
Atlattığım tüm badirelere rağmen hiçbir zaman erkeklere ölüm diye naralar atan bir kadın tarikatı kurma gayem olmadı.
Sadece bazen erkekler cehennem çukurunda yardım çığlıkları atarken tutuşan bedenlerinden çıkan alevde mangal yapmak istiyorum.
Yaşlı Kıbrıslı kadınlar birbirlerine beddua ettiklerinde evine ateşler salsın, üstüne yıldırım düşsün gibi bariz kötülükler yerine “asla unutamayasın” derlermiş.
Mezara kadar her şeyi hatırlayasın
Ben beddualarımı sakınırken, karşımda dünya ah alma şampiyonu vardı ve bu ünvanın hakkını vermek için elinden geleni ardına koymuyordu.
Alt karnımdaki inatçı yağlar gibi artık bir bütün olmuşuz ve asla yollarımızı ayıramayacakmışız gibi hissediyordum.
Hem geç hem güç oldu belki de ama kişisel manipülasyon ustamla vedalaştık.
Tıkalı sinüs muamelesiyle, tüm sümüklerimle beraber bünyemden çok, çok uzaklara hönkürdüm onu.
Ünlü düşünür Leyla Taylan’ın da dediği gibi
“Hiç kimsenin bilinçaltımıza pankart açmasına izin vermeyeceğiz”
Kuş gibi özgürüm artık, kanatlarımı açıp uçacağım, gerekirse bazılarının da kafasına pisleyeceğim.
Senin adına inan ki çok sevindiim. Hayatımda eski erkek arkadaşım başta olmak üzere ciddi anlamda toksik insanlar vardı, hala da var özellikle aile içerisinde. Eleyebildiklerimizi eliyoruz ve elerken hafifliyoruz cidden ama hayatımızdan çıkaramayacaklarımız da var maalesef 🥺